Yaşam, acısıyla tatlısıyla pek çok anıyla doludur. Peki, anıları önemli kılan nedir? Yaşanmışlıklardır. Onlar bizim birer parçamız. Acı da olsalar, hüzünlü de olsalar bizim mazimizdir. İçinde arkadaşlarımız, ailemiz, akrabalarımız, iş hayatından arkadaşlarımız vardır. Anılarımızı hatırladıkça ya güleriz ya hüzünleniriz ya da üzülürüz. “Ah tekrar aynı anları yaşasam” dediklerimiz de vardır. Anılar var olduğumuzu, birilerinde izler bırakabildiğimizi, ruhumuzda birilerinin izlerini taşıdığımızı anlatır bize.

Anılarımız olmadan tam olamayız. Hatta onlar olgunlaşmamızı bile sağlarlar. Eski zamanları düşündüğümüzde “keşke bu kadar acımasız olmasaydım” dediğimiz anlarımız da vardır. O gün yaptığımızı bugün yapmamayı tercih ederiz yani anılarımızla büyürüz.

Onlar bizim yaşadıklarımızdır. Yani bizim kendimizdir. Onları hatırlamaktan; sevinip, üzülüp, hüzünlenmekten, pişmanlık ya da gurur duymaktan kaçınmayalım.

Şadan HERGÜNER