Translate

BİZ NE YAPTIK ŞİMDİ?

İşte size harika bir kıssadan hisse örneği:

ŞEYTANIN İŞİ YOK BİZİMLE OYNUYOR

Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş...

Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineği sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış.
Şeytan, kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.
Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış.
Buzağı yerinde debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda yular hepten çözülmüş.
Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasına çarpmış ve bütün sütler yere dökülmüş.
Sağdığı süt ziyan olunca siniri tepesine çıkan genç kadın, eline geçirdiği odunu buzağının kafasına vurmasıyla yavru kan içinde yere yıkılmış.
Yavrusuna saldırılmasına kayıtsız kalmayan inek bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.
Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp, elindeki tüfekle ateş ederek ineği öldürmüş.
Silah sesini duyan koca koşup gelmiş. Karısını yerde cansız yatar, babasını da elinde tüfekle görünce belinden silahını çekip, tek atışta babasını öldürmüş.
Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen, karısını ve babasını kaybeden genç adam bu kadar acıya dayanamayacağını düşünüp, bir kurşun da kendi kafasına sıkarak canına kıymış.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan; ''Bu felaketi de bana yüklerler...Buzağı nın ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi''

Kıssadan hisse;

Birileri son zamanlarda kurumlar arasındaki sinsi savaşı önlemek bir yana daha da ateşlenmesi için körüklemeye devam ediyor bu memlekette. Birileri buzağının ipini gevşetti..

Süt kovası desen, çoktan devrildi. Peşinden oluşacak her türlü kötülüğü siyaset cambazlığıyla başka yerlere yamamak isteyenler pişkince soracaklardır: Biz ne yaptık şimdi?
Sevgili Okurlarım, önceki yazımın devamı olarak, katıldığım toplum destekli polislik toplantısında edindiğim önemli bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. En önemli konu hırsızlığa karşı bizlerin alması gereken önlemlerdi. onları da şöyle sıralamak mümkün:

1) Evlerin birinci ve ikinci katlarındaki balkon kapısı ve pencerelerin sağlam demir ve korkuluk olmasına dikkat ediniz.


2) Evinizden çıkmadan önce kapı ve pencerelerinizin kilitli olup olmadığını kontrol ediniz.

3) Değerli eşya ve mücevherlerinizi yanınıza alınız.

4) Evlerinizi kısa süreli terk ettiğiniz zaman, evin bir lambasını açık bırakınız.

5) Apartman giriş kapılarını mutlaka dışarıdan aydınlatınız.

6) Apartman sakinleri, yöneticileri ve özellikle kapıcıların apartmanlara giren çıkan yabancılara karşı duyarlı olmasını sağlayınız.

7) Tatile gittiğinizde veya evinizden uzun süreli ayrıldığınızda posta kutunuzun anahtarını komşunuza bırakmayı unutmayınız, hırsızlar öncelikle posta kutusu dolu olan daireleri seçeceğini unutmayınız.

8) Hırsızlar eve girdiklerinde ilk önce yatak odalarını karıştırırlar, kıymetli eşyalarınızı evinizin daha değişik yerlerine saklayınız.

9) Yeni bir eve taşındığınızda evle ilişkisi olan bazı kişilerde evin hala anahtarlarının olması ihtimaline karşı mutlaka kilitleri değiştiriniz.

10) Evinize seyyar satıcı, dilenci, bohçacı, temizlikçi ve çeşitli bahanelerle girmek isteyen şahısları içeri almayınız. Bu tür şüpheli şahısları polise bildiriniz. Apartman dahilinde komşunuza dahi gitseniz kapınızı kilitleyiniz.

11) Eğer kendi daireniz ile apartman giriş kapısı arasında bir diafon sistemi ve otomatik kapı açma düğmesi mevcut ise zilinizi çalıp makul olmayan bir sebep ile içeri girmek isteyen yabancılara kapıyı açmayınız, aynı şekilde sizin zilinize yanlışlıkla bastıklarını söyleyen yabancılar içinde kapıyı açmayınız.

12) Apartman dairenizin zilini çalan kimseye kapı merceğinden bakmadan ve sesini duymadan açmayınız.

13) İkamet ettiğiniz apartman giriş kapısını devamlı kilitli tutunuz.

14) Semt pazarlarının kurulduğu günlerde, pazar civarında bulunan evlerde daha fazla hırsızlık olabileceğini unutmayınız.

15) Hırsızların karanlık ve loş ışıklı yerlerden hoşlandıklarını unutmayınız. Özellikle hırsızların girmesi için elverişli olan yerlerin mutlaka ışıklandırılmış olmasına özen gösteriniz.

16) Telefonlara cevap verirken numaranızı söylemeyiniz, asla kendiniz hakkında bilgi vermeyiniz.

17) Mahalle sakinleri olarak gördüğünüz şüpheli şahısları 155 Polis İmdat telefonuna bildiriniz.

18) Eğer ev ve iş yerinizde hırsızlık olayı meydana gelmiş ise hemen 155 Polis İmdat telefonuna bilgi verilerek, olay yerinin incelenmesi ve yeterli delillerin toplanabilmesi için görevlilerin gelmesini bekleyiniz. Olay yeri inceleme ekipleri olay yerini inceleyinceye kadar suç yeri karıştırılmamalı, muhafaza altına alınmalıdır.

19) Eğer siz komşularınızın evine sahip çıkarsanız onlarda sizin evinize sahip çıkacaklarını unutmayınız.

DİKKAT!

Eviniz almış olduğunuz bütün önlemlere rağmen hırsızlığa uğramış ise paniğe kapılmadan soğukkanlı olmaya çalışın, hiçbir yere dokunmayın ve bölge karakolunuzu arayın, mümkün olduğu kadar ayrıntılı bilgi vermeye çalışın. Çalınan eşyaları en ince ayrıntılarına kadar tanımlayınız veya ayırt edilebilir özellikleri hakkında bilgi veriniz.
Hırsızlık olaylarında parmak izi ekipleri olay yerini tetkik edinceye kadar suç mahalli karıştırılmamalı, muhafaza altına alınmalı, olay yerinde bırakılacak parmak izlerinin bozulmamasına dikkat edilmelidir.
Evinize geldiğinizde camınızın kırıldığını veya kapınızın aralık olduğunu fark ederseniz, evinize giren şahıs yada şahıslar içeride olabileceğinden eve girmeyiniz ve derhal 155 Polis İmdat'ı arayıp gözetlemeye devam ediniz.

Evet, en ufak bir şüphelenmede, yardım ihtiyacı doğduğunda, 155 Polis İmdat'ı aramaktan çekinmeyin. Ücretsiz bir hat olan bu numara, pek çok kolaylığı size sunuyor. her şeyden önce profesyonel yardımı bir kaç dakika içinde çağırıyorsunuz. Aradıktan sonra yapmanız gereken doğru adresi vermek. O nedenle lütfen ev adresinizi tam ve doğru olarak bilin.

Güvenli günler dileklerimle...

Şadan HERGÜNER

TOPLUM DESTEKLİ POLİSLİK

http://www.tdpbursa.pol.tr/

Bu oluşumu ben yenilerde duymaya başlamıştım. Ama tam içeriğini bilmiyordum. Bugün öğrenme imkânına kavuşuyorum. Az önce kapıma gelen ve bana akşam mahallemizde yapılacak toplantı için davetiye veren, Cumhuriyet Mahalle Polisi; memur Süleyman Kaplan konu hakkında açıklayıcı bilgi verdi. Tüm mahalle sakinlerini tek tek dolaşıp davetiye dağıtıyor toplantıya gelmeleri için. Gerçekten çok takdir ettim. Türk Polis Teşkilatını bu çalışmalarından dolayı kutluyorum.


Peki, nedir toplum destekli polislik? Kısaca anlatmak gerekirse; polisin mahalle sakinleri, kamu kurum- kuruluşları, mahalle muhtarı ve sivil toplum örgütleriyle mahallenin daha güvenli hale gelmesi için işbirliği yapması ve kurumlar arasındaki kolektif uyum ile güvenli yaşam alanları oluşturulmaya çalışılmasıdır. Yani toplum için toplumla birlikte olmaktır. Birlikte düşünmek, birlikte karar vermek ve birlikte uygulamaktır.

Şimdi toplum olarak bizlerin üzerine düşen görev bu çalışmalara destek vermektir. Davet edildiğimiz bu tanıtım toplantılarına mutlaka bir aile bireyimizin katılmasıdır. Genel umursamazlığımızdan vazgeçip bu etkinliklere katılıp, katkı sağlamaktır. Artık kendimizle ilgili toplumsal her olaya sahip çıkmak, önemsemektir. Boş vermişlik halimizden kurtulmaktır.

Mahalle Polis Memurumuz Süleyman Kaplan’a bu çalışmalarını hemen internet üzerinden yazıp yayınlayacağımı söylediğimde ve bir eğitmen olduğumu öğrendiğinde benden akşamki toplantıda bir konuşma yapmamı istedi. Bir birey olarak düşüncelerimi söylememi istedi. Memnuniyetle kabul ettim.

Bakın toplantının gündeminde neler var? Davetiyede yazılmış. Ben de buradan aktarayım:

• “Toplum Destekli Polislik” tanıtım sunumunun görsel olarak yapılması.
• Nilüfer ilçesi ve mahallenizde meydana gelen olayların analizi.
• Alınabilecek tedbirler.
• Yaşam alanınızda karşılaştığınız ancak polis dışındaki diğer kurumları ilgilendiren sorunların paylaşılması. ( Aydınlatma yetersizliği, çöp sorunu v.b.)
• Önerileriniz.

Bu arada Bursa ili için kurumun web adresini de vermek istiyorum. İncelerseniz iyi olur.

www.tdpbursa.pol.tr

Evet, ben bu akşam toplumsal bir sorumluluk anlayışıyla çok takdir ettiğim bu toplantıya katılacağım. Bilgileneceğim. Öğrendiklerimi de yine sizlerle paylaşacağım. Umarım sizler de aynısını yaparsınız.

Güvenli günler dileklerimle.

Şadan HERGÜNER

Komik bir fıkra

Pazar eğlencesi olsun diye bir fıkrayı sizlerle paylaşmak istedim. Biraz gülmek için.


Ölüm sonrası yaşamda iki kadın karşılaşır ve konuşmaya başlarlar.
- Selam, benim adım Wanda.
- Selam, benimki de Slyvia, sen nasıl öldün?
- Donarak öldüm.
- Ne kadar korkunç.
- Yok, o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
- Peki, sen nasıl öldün?
- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş üstünde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.
- Sonra ne oldu?
- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya başladım. Çatıyı, yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.

- Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık...
Son yıllarda;


Çocuk veya yaşlı fark etmez, gün içinde saldırıya uğrayan, kaçırılan veya öldürülen kurbanların sayısının artmasından dolayı…
Ülkemizde ve özellikle de İstanbul’da durum farklı olmadığı için…
Lütfen bir göz atıp, Sevdiklerinizin güvenliği için sevdiklerinizle paylaşınız.

Dirsek

Vücudun en sert ve dayanıklı bölgesi olduğu için en iyi silahınız dirseğinizdir,
Kullanacak kadar yakınsanız, dirseğinizi savunma silahı olarak kullanınız.

Cüzdan

Hırsız sizden cüzdanınızı istiyorsa, CÜZDANI ONA VERMEYİNİZ.
Bunun yerine, cüzdanı uzak bir yere fırlatmayı deneyiniz.
Hırsız sizden çok cüzdanla ilgilenirse, TERS İSTİKAMETE DOĞRU hızla kaçınız.

Bagajda kilitli kalırsanız

Herhangi bir şekilde bir arabanın bagajında kilitli kalırsanız, ayağınızla arka farları kırıp çıkartmaya çalışın.
Oluşan boşluktan elinizi dışarı çıkarıp elinizi sallayarak dikkat çekmeniz mümkün olabilir.
Aracın şoförü elinizi göremez, fakat arkadan gelen araçları sizin zor durumda olduğunu fark edebilir.

Bayan Sürücüler

Özellikle bayan sürücüler, iş çıkışı, alışveriş v.b. faaliyetlerden sonra, arabalarına binip bir şeylerle uğraşma eğilimindeler. (çanta düzeltme, makyaj tazeleme, cüzdan yerleştirme, fatura kontrolü gibi). BUNU YAPMAYINIZ. Bu zaman, kötü niyetli kişilere aracın sağ veya arka koltuğuna binip, başınıza bir silah tutma zamanı ve imkanı verir. Aracınıza biner binmez kapıları kilitleyip, HEMEN hareket ediniz.

Araca Binerken

Aracınıza park yerlerinde veya evinizin önünde binerken dikkat etmeniz için birkaç öneri:
a) Aracınıza binmeden sağınıza, solunuza, arkanıza, ön ve arka koltuklarına ve yerlerine bakarak, etrafı şüpheli durumlar-kişiler için kontrol edelim.
b) Şayet aracınızın yanına büyük bir kamyon veya Tır park etmişse, aracınıza şoför kapısından değil, yan kapıdan giriş yapınız.
Birçok seri katilin, kurban kendi aracına binerken, kurbanlarını büyük araçların içine çektikleri tespit edilmiştir.
c) Aracınızın yanına park etmiş olan aracın yan koltuğunda tek başına bir erkek oturuyorsa, belki alışveriş merkezine geri dönmek, sonra geri gelmek veya bir güvenlik görevlisinin sizi izlemesini rica etmek uygun olacaktır.
Unutmayınız ki, temkinli olmak, pişman olmaktan daha iyidir.
Hatta paranoyak olmak, ölmüş olmaktan daha iyidir!

Asansör
Merdivenleri kullanmaktansa, asansörü tercih ediniz.
Issız merdivenler ve merdiven boşlukları her tür suç ve şiddet için uygun mekânlardır. (Özellikle de geceleri.)

Silah

Saldırganın bir silahı varsa ve siz onun kontrolü altında değilseniz, KAÇINIZ.
Onun sizi kaçarken vurma ihtimali 100 atışta 4’dür.
Vursa bile, kurşunun yaşamsal bir organa gelme ihtimali daha da düşüktür.
Koşarak kaçınız, hatta yapabilirseniz, zig zag çizerek kaçınız.

Duygusallık

Bayanlar olarak çok duygusal ve sempatik yaklaşımlarımız olmaktadır.
Bu devirlerde BUNDAN VAZGEÇİN.
Bazı seri katiller bunu kullanmak için, ayağı kırılmış, bastona ihtiyacı olan, sakat kişiler rolünü oynamaktadır.
Aracına binmesine yardımcı olmanızı isteyebilir ve orada sizi yeni kurbanına çevirebilir.

Kapıdan Satışlar

Kapıdan pazarlamacılar sizin kapınızda size yeni bir parfüm, deterjan vb… yeni bir ürünü test için koklamanızı isterler, SAKIN YAPMAYIN, KOKLAMAYIN.
Ayıldığınız da ( eğer ayılabilirseniz. !) belki soyulmuş olacaksınız, belki de iç organlarınız olmayacak.

Son bir güvenlik uyarısı daha:

Son zamanlarda katil veya hırsızlar, kurban seçtikleri ve yalnız olduklarını bildikleri bayanların kapısının önüne, bebek veya çocuk ağlaması kaydedilmiş teypler bırakıyormuş.
Bu sesi duyan bayanlar meraktan veya merhametten kapıyı açtığında saldırıya uğrayabilirler.
Lütfen her tür olağandışı ses, gürültü v.s.’de MUTLAKA ÖNCE YARDIM ÇAĞIRINIZ...

CAHİL CESARETİNDEN UZAK OLALIM

Sevgili okurlarım, e-posta ile aldığım bir iletiyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kişisel gelişim konusundaki en önemli ayrıntılardan birisine değinen bu bilgiyi  iyice okumanızı ve çevrenizle paylaşmanızı diliyorum.

Dunning-Kruger Sendromu

Televizyon izlerken birilerine bakıp da "Ya bu adam bu sığlıkla nasıl buralara kadar gelebilmiş" diye düşündü-ğünüz oldumu hiç?
Ya da işyerinizde sizinle aynı ya da daha üst aşamada bir görevde olan bazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdı mı?; onlara bakıp "Bu cahillik, kendini bilmezlik nasıl fark edilmez?" diye iç geçirdiniz mi?
Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD'li bu hissi çok yaşamış olacak ki, iki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya attı:
"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."
Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:

· Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
· Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
· Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
· Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Bitmedi...

Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı ve klasik "Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi...
Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin “kendilerine güvenleri” müthişti. Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini" düşündükleri; hatta "iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıktı.
Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayan-lar ise “en alçakgönüllü” deneklerdi; soruların yüzde 70' ine doğru yanıt verdiklerini düşünüyorlardı.

Tüm bu sonuçlar bir araya getirildi ve Dunning-Kruger Sendromu'nun metni yazıldı:

“İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan ‘yetersiz’ kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!
Ancak bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur.
‘Eksiler’ kariyer açısından ‘artıya’ dönüşür.
Sonuçta, ‘kifayetsiz muhterisler’ her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler…
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında ‘fazla alçakgönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler... Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler... Muhtemelen üstleri tarafından da ‘ihtiras eksikliği’ ile suçlanırlar..."

N'olur fazla mütevazi olmayın!...

"Siz de çevrenize şöyle bir bakın" diyeceğim ama eminim bu satırları okurken bile aklınızdan bir dolu yüz, bir dolu isim geçti...
Bence Dunning ile Kruger'in, bu çalışmalarıyla 2000'de, Nobel yerine Harvard Üniversitesi'nin Ig Nobel'ini alma nedeni "cahil olmamalarıydı".
Gönlümün nobelini bu ikiliye vererek yazımı Bertrand Russel'in bir sözüyle bitiriyorum:
“Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.”
 
Gezergen Tasarım by Gezergen Blog