Translate


Yok mudur bu işin bir orta yolu? Yok gibi görünüyor çünkü kadınlar bu durumdan hep şikayetçi. Peki, neden erkekler bu şikâyetleri bildikleri halde kendilerine çeki düzen vermezler? Şimdi işlerine gelmiyor diyeceğim ama pek bilimsel bir bakış açısı olmayacak.


Erkeklerin ilgi yoksunu olması doğaları gereği aslında. Onların DNA yapıları biz kadınlardan farklı! İlgilerini göstermek üzere programlanmamışlar. Erkekler için önemli olan birlikte olduğu, değer verdiği kadını sahiplenmek, korumak ve onun için gereken şeyleri kusursuzca yapabilmektir. Tabi ilgisini yoğun olarak gösteren beyler de vardır ama istisnalar kaideyi bozmaz. Bir kısım erkekler ise aşırı kıskanç yapıları gereği ister istemez kadınına karşı ilgilidirler fakat bunlar da kaideyi bozmaz.

Kadınlar, erkeklerin aksine ilgi görmeyi erkek tarafından önemsenmeyle eş tutar. Onlarca ilgi yoksa, erkek başka diyarlarda dolaşıyor olabilir. Kadını önemsemiyor, yok sayıyordur. Gerçi kadınların böyle düşünmeleri çok doğal... Sevildiğini ve önemsendiğini anlamanın en güzel yollarındandır ilgi görmek. Jestlerle karşılaşmak. Ara sıra, “Canım sen benim için çok değerlisin, bugün senin için bak ne yaptım?” gibi cümleler duymak. Hangi kadın istemez ki? Ama ilgisini göstermeyen her erkek, kadını önemsemiyor demek değildir. Bunu da bilmek gerek.

Dedim ya, erkekler ilgi göstermek üzere yaratılmamışlar. Bu iş onlar için zor hatta angarya gibi. Onlar ilgi gösterme işini sadece ilişkinin başındayken yaparlar. İşler yoluna girince bu yükümlülükten kendilerini azat ederler. Artık önemli olan hayatındaki kadını sahiplenmek, korumak ve kollamaktır. İhtiyaçlarını karşılamak ve rahat olmasını sağlamaktır. Bunlar yapılıyorsa görev yerine gelmiş demektir. Gerisi boştur.

Ben diyorum ki; ilgi konusunda bir uzlaşma yolu var. Kadınlar ilgi arsızlığını yarıya indirse, erkekler vurdumduymazlıktan vazgeçip biraz anlayışla ilgi göstermek için kendilerini zorlarlarsa bu iş çözüme ulaşır. Azıcık sana, birazcık bana yöntemi işi halledecektir. Yani gerekli olan, biraz hoşgörü ve anlayış! Haksız mıyım, siz ne dersiniz?

Sevgiyle ve ilgiyle kalın.

Şadan Hergüner

Kadınların karşı cinsle ilişkilerinde en sinir olduğu konulardan biri erkeklerin önemli günleri unutmalarıdır. Evlilik yıldönümü, doğum günü, birliktelik yıldönümü gibi tarihleri erkekler ne hikmetse es geçerler…


Bu durum tüm erkekler için geçerli olmamakla birlikte çoğunluk için böyledir. Zeki olanları imkân varsa bunları hatırlatacak alarmlar bulurlar. Sekreterler, asistanlar bu tarihleri onlar için takip eder. Eee artık telefonların bile hatırlatma bölümleri var. Ama bunları bile organize etmeyi unutan erkekler mevcuttur. Ha, bu işlerle hiç uğraşmam, racona ters diyen maçoları zaten liste dışı tutuyorum.

Biz kadınlar ise tam tersiyiz. Özel günleri pek bir önemseriz. Jestler hazırlarız, hediyeler alırız, özel kutlamalar planlarız. Doğal olarak sevdiğimiz adamdan da aynı hareketi bekleriz. Bekleriz de neredeeee? Son anda hatırlarsa öp de başına koy diye avunuruz. Kadınlar kadar özel günleri önemseyen erkek sayısı ne yazık ki azdır. Önemseyenler de zaten konunun hakkını tam olarak verirler. Aaa bu arada, eşinin ya da sevgilisinin şerrinden korktuğu için metazori olarak unutamayanlar var. Allah korusun, bir unutursa başına gelecekleri bilir bunlar. Kırk satır mı, kırk katır mı? Eh artık Allah ne verdiyse…

Erkeklerin özel günleri unutmaları kadınları sinirlendirip üzdüğü için uzmanlar oturup bu konuyu araştırmışlar. Ve sonunda bakın ne bulmuşlar: Erkekler kadınlardan daha unutkanmış yani hafızaları zayıfmış. Ay bu satırları yazarken “Acaba araştırmayı sadece erkek bilim insanları mı yaptı?” diye içimden geçirmedim değil. İşin şakası bir yana gerçekten bir araştırma yapılmış ama kadınlar sinir oluyor diye yapılmamış tabi…

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan araştırma haberinden kısa bir alıntı aktarayım sizlere. “Cambridge Üniversitesi tarafından yapılan araştırma, kadınların hafızasının erkeklerden daha güçlü olduğunu gösterdi.

Yaşları 48 ile 90 arasında değişen 4 bin 500 kişinin hafızasını ölçmeye yönelik bir dizi test yapan bilim insanları, testlerde kadınların erkeklere nazaran ortalama 5,9 daha az hata yaptığını gözlemledi.

Bilim insanları, test sonuçlarının bir cinsiyetin diğerine göre üstünlüğünü göstermeyi değil, Alzheimer gibi hastalıkların belirtilerinin tespit edilmesine yardımcı olmayı amaçladığını da vurguladı.”

Sanıyorum kadınlar artık erkeklere karşı bu konuda biraz hoşgörülü olabilirler. Ne de olsa bizlerden daha güçsüz hafızalara sahiplermiş. Ama eminim araştırma haberini okuyan erkekler şimdi bu durumu iyi bir mazeret olarak kullanacaklardır.

Bana sorarsanız, ben hiç mazeret kabul etmem. Unutuyorlarsa, hatırlatacak ayarlamalar yapsınlar derim. O kadar da zor değil çünkü. Yeter ki istesinler! Bu, karşısındaki kadına verdiği önemle de örtüşen bir tavırdır. Unutuyorum deyip geçmek mazeret olmamalı derim.

Sevgiyle kalın.

Şadan Hergüner

GEBERİK ADAM RESİMLERİ


Geçen hafta cumartesi gecesi iki kız arkadaşımla Bursa'da F.S.M Bulvarı’na bir şeyler yiyip içip, biraz da laflamak için çıkmıştık. O bulvarı pek severim, bana bizim Bağdat Caddesini hatırlatır. Neyse lafı uzatmayım, gideceğimiz mekâna oturmadan önce sevgili kankam Figen, “Şu bayiden bir sigara alayım.” dedi ve hep birlikte oraya yöneldik. Ben sağa sola bakınırken Figen birden hayret dolu bir sesle ,“ Annem, o da ne? Neden bu sigaralara geberik adam resimleri koymuşlar?” diye bağırınca ben ne olduğunu şaşırdım. Ama arkadaşımın tepkisi görülmeye değerdi. Figen hala “ Allah Allah, sanki bilmiyoruz zararını ama gözümüze sokmaya ne gerek var canım, nasıl içeceğim ben şimdi bunu?” derken ben gülme krizine girmiştim. Yalnız ben mi? Arzu da, gülmemek için son gücüyle savaş veren ama başaramayın genç satıcı arkadaş da gülüyordu. Bu arada Arzu, Figen’den daha sıkı bir sigara bağımlısıdır. Ama o resimlere hiç aldırış etmiyordu bile…


Gülme krizimiz bittikten ve bayiden çıktıktan sonra gidip oturduk bir yere. Kızlar yaktılar sigaralarını ve olayın kritiğini yapmaya başladık. Ben Figen’e “Artık bu resimler de sigarayı bıraktırmaya yetmezse, hiçbir şey engel olamaz” dedim. Ama

Figen, hemen bir çare buldu geberik adam resimlerine. “Onları görmektense dizerim bir sigaralığa hiç de moralimi bozamam,” dedi.
Yaa, işte böyle demokraside çareler tükenmez. Sanırım bu geberik adam resimleri sigara tabakalarının satışını artırmaya yarayacak.

Ülkemizde uygulanan sigara yasağı, bağımlıların bu meretti bırakması için ne kadar etkili oldu bilmiyorum ama yeni sigara paketleri bir ölçüde işe yarayacak gibi gözüküyor. Önce paketlerin üzerine kocaman yazılarla sigara sağlığa zararlıdır, öldürür gibi uyarılar yazıldı. Kimse umursamadı. Hele biz Türk milleti hiçbir şeyden korkmayız ya. Bizi koruyan özel bir güç varmış gibi. Ne aids ne kanser ne başka bir illet bize zarar veremez! Atın ölümü arpadan olsun misali pek vurdumduymazızdır…

Umarım bu mesajlar biraz etkili olur. Ama bana çok komik geliyor. Tütünü üret, işle, içilecek hale getir, satışa sun ve paketin üstüne yazılar yaz, geberik adam resimleri yerleştir. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu hesabı… Ne diyelim, hayırlı olsun.

Her zaman beden, ruh ve zihin sağlığınızın yerinde olmasını diliyorum.
Sevgiyle kalın.

Şadan Hergüner
 
Gezergen Tasarım by Gezergen Blog