Translate

HAYATI FAYDASIZ TEKRARLARLA YAŞAMAK


Hayatımızdaki aynı döngüden şikâyet eder dururuz. “Yaşamımda her şey tekrar ediyor, bir kısır döngüdür gidiyor,” diye dertleniriz. Bu şikâyeti yaparken, hep dünyayı suçlar ve başkalarının bizi incittiğine, felaketler yaşattıklarına inanırız. Bu inanca sahip insanlar, aynı olumsuzlukları tekrarlar şeklinde yaşamaya devam ederler. Ne acıdır ki, bu kısır döngüye sıkışan insanların gerçek bir geleceği olamaz; yalnızca tekrar tekrar yaşadığı bir geçmişi olur. 

Hayatımız, faydasız tekrarlarla devam eder duruma geldiyse bunun suçlusu kimdir? Yaşamın getirdikleri mi, başka insanlar mı? Eğer biraz, farkına varma eylemimizi artırırsak bunun suçlusunun kendimiz olduğunu anlarız. Sorunun kendinde olduğunu anlamayan insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta ya da yaşamı kendilerine zehir etmekte bulurlar.

Sürekli dırdırlarla en yakın çevrelerinden başlayıp, başka insanları suçlayarak mutsuz ederler, huzur kaçırırlar. Tabi, kendi huzurları da kalmaz. Oysa şöyle geçmişlerine tarafsız bir gözle bakmayı ve incelemeyi deneseler, hayatlarının hep aynı hataları tekrarlamaktan oluştuğunu anlayacaklar. Doğal olarak gelecekleri de aynı hataları tekrarlamaktan oluşacak.

Hayatımızda hatalar olacaktır. Onlar; başarıya, mutluluğa ve huzura giden yolda deneyimler kazanmamızı sağlayan küçük sendelemelerdir. Yeter ki, hatalarımızı tekrarlamak yerine ders alma becerimizi geliştirelim. Hata yaptığımız konulara yaklaşımlarımızı değiştirerek yönelelim. Sonunda bizim için en iyi olana ulaşacağımıza inanalım.

Olaylara, sorunlara yaklaşımlarımızı değiştirmek yerine, başkalarını ve hayatı suçlamak yapacağımız en büyük yanlıştır. Biz dünyaya ne verirsek o da bize aynısını verir. Agresif ve suçlayıcı olursak, başkaları da bize böyle yaklaşır. Ama yapıcı ve olumlu olursak başkalarından da bu tarz tutumlar görürüz.

Geleceğimize ayna tutacaksa önce geçmişimizi temizlemeliyiz. Yapacağımız bir iç hesaplaşmayla geçmişimizde bizi bağlayan ne korkumuz, yanlışımız varsa onlardan arınmalıyız. Elimizi kolumuzu bağlayan boş inanç ve ön yargılardan kurtulmalıyız. Kendimizi affetmeli, geleceğimize temiz bir sayfayla yeniden başlamalıyız. Bunları yaptıktan sonra bir daha asla “keşke” demeden emin adımlarla hedefimize adanmalıyız. Hayatı faydasız tekrarlarla yaşamaktan vazgeçmeliyiz.

Şadan HERGÜNER

NEDEN MUTLU DEĞİLİZ


Tolstoy’a, “Nasıl mutlu olursunuz?” diye sorduklarında şu cevabı vermiş:
“Sahip olduğum şeylere sevinerek, sahip olmadıklarıma ise hiç üzülmeyerek

Oysa bizler mutluluğu, sahip olmak için uğraş verdiğimiz şeylere bağlayarak beklemez miyiz?
“İstediğim gibi bir ev aldığımda çok mutlu olacağım.”
“Kırmızı bir arabam olunca mutluluktan havalara uçacağım.”
“Bir çocuğumuz olunca mutluluğu yakalayacağız.”
Sadece bu örnekler bile mutlu olmayı, beklentilere bağladığımızı gösteriyor. O nedenle bir türlü kendimizi mutlu hissedemiyoruz. Mutsuz olmaktan dert yanıyoruz.

Yaşam herkese aynı vericilikte olmuyor. Kiminin parası çok, kiminin yok. Kiminin güzel bir ailesi var, kimi hayata başlarken daha anne veya babadan yoksun. Kimine gümüş tepsilerle olanaklar sunulurken, kimi her şeyi tırnaklarıyla kazıyarak elde ediyor.

Peki, bizler nasıl mutlu olacağız? Bence Tolstoy’un yaptığı gibi…
Elimizdekinin değerini bilerek, sahip olamadıklarımıza üzülmeyerek! Çünkü hayat, elimizde olmayanlara hayıflanıp, üzülecek kadar uzun değil.
Mutluluğu sadece beklentilere bağlamayarak, şükretmemiz gereken pek çok şeye sahip olduğumuzu fark ederek mutlu olacağız.

Ölümcül bir hastalığımız yoksa, aç ve açıkta değilsek, aile bireylerimiz bizimleyse şükretmemiz gerekmez mi? Varsın büyük bir bolluk içinde olmayalım. Olanla yetinmeyi ve mutlu olmayı bilelim. Aksi halde hiçbir zaman mutlu olamayız. Çünkü insanın ihtiyaçları sonsuzdur. Her sahip olunandan sonra yeni bir istek daha çıkar ortaya. Mutluluğu bunlara bağlamak doğru olmaz.

Hayatımızda sahip olduğumuz ne varsa, ona önem verelim, bize yaşattığı her duyguya minnet duyalım. Olmayanın yasını tutmak yerine, olanın varlığında huzur bulalım. Ve karşılık beklemeden sevelim. Seven yürekler çevresine olumlu enerji yayarlar. Sıcak bir gülümseme, sevgiyle yaklaşma, anlayışlı ve hoşgörülü olma bizi çevremize sevdirir. Sevilen insan olmak bizi mutlu etmez mi?

Şadan HERGÜNER
 
Gezergen Tasarım by Gezergen Blog