Translate

KESİŞEN YOLLAR

 




KESİŞEN YOLLAR, benim ilk romanım. Şimdi satışa sunuldu. 

https://odkitap.com dan temin edebilirsiniz. Satış linki aşağıda.

Acı, hüzün, aldatma, aşk, sevgi ve suç ile yoğrulmuş bir yaşam hikâyesi.

Birbirini tanımayan üç kişinin, Asos/ Behramkale'de kesişen yolları, onları garip bir sarmalın içine çekiyor. İstanbul, Bursa, Behramkale üçgeninde gelişen olaylar, gerilim dolu anlara gebe kalıyor. İnci, Demir ve Ferah, Selin'in hayatlarına attığı kördüğümü çözmeye çalışıyor.

Kişilik bozukluğu olan Selin, Demir'in hayatını karartmaya devam edecek mi?

Yaşadığı acılardan sonra Demir ile hayata tutunan İnci, habersizce ortadan yok olan Demir'i bulabilecek mi?

Özel dedektifler ve güvenlik güçleri Demir'i bulup kurtarabilecekler mi?

Ferah arkadaşı İnci'ye gerçekleri anlatabilecek mi?

Soluk soluğa okuyacağınız bir roman.

   “Ne zaman uyuyor ne zaman uyanık hiç belli değildi. Yataktan kalktı. Banyoya geçip elini yüzünü yıkadı, aynadan yansıyan yüzüne baktı. Şişmiş gözler, solmuş bir yüz ile ona bakan kadın, yaşamdan kopmaya hazır gibiydi. Ani beliren bir kararlılıkla, pes etmeyeceğim, ne pahasına olursa olsun o adamı bulacağım. Dirisini ya da ölüsünü… Onu mutlaka bulacağım, diyerek kendine söz verdi.”

Satış linki:  https://odkitap.com/kesisen-yollar-sadan-herguner/ 

Yazar Hakkında

Şadan Hergüner

İşletme eğitimi aldı. Kariyerinin büyük bölümünü medya sektöründe yaptı. Radyo- televizyon program sunucusu, gazete ve dergi yazarı olarak çalıştı.  Halkla ilişkiler ve iletişim alanında yöneticilik yaptı. Diksiyon, iletişim ve beden dili eğitimleri verdi.  Blog ve İçerik yazarı olarak çalıştı. İş yaşamı İstanbul ve Bursa’da geçen Şadan Hergüner, 2021 tarihinden beri Tekirdağ’da yaşıyor.  Şimdilerde hikâye ve roman yazıyor.

 

Ölüm Acısı ve Ayrılığı

İnsanın sevdiklerini kaybetmesi acıdır. Onu bir daha görememek, dokunamamak, sarılamamak, konuşamamak çok zor bir duygudur. Ben annemi ve babamı kaybettim. Bu duyguyu çok iyi biliyorum. Şimdi çevremde bu acıları yaşayan insanlar görünce, teselli etmeye çalışmıyorum. Çünkü ölüm ayrılığının tesellisi yoktur. Başlarda geçirdiğin şokun etkisiyle önce bir şaşırırsın. Sonra toprağa verirken, inkâr etmek ister kabullenmezsin. Zor gelir oraya bırakıp, üstünü toprakla örtmek. Üşüyecek, korkacak, yalnız kalacak, böcekler gelecek diye boş hayıflanmalar yaşarsın. Yüreğin onun öldüğünü kabul etmez. Beyninse acı gerçeği sana haykırır. Bu ikilemle eve gidersin. Bir sürü insan vardır yanında. Herkes bir şey der. Dualar edilir, taziyeler sunulur. Başsağlığı dilerler. Ne demekse “Başın sağ olsun”?  “En sevdiklerimden biri gitmiş, nasıl benim başım sağ olacak ki?” dersin. Sonra insanlar senin acını unutur kendi aralarında laflamaya başlar, hatta hafiften gülmeler duyarsın. İçinden onların üzerine atlayıp parçalamak gelir ama yapamazsın. Hırsını içine gömer, ağlarsın.
İnsanlar çekip gitsin, sen acınla baş başa kal istersin. Uyuyamazsın, oturamazsın, çalışamazsın, odaklanamazsın… Yemek istemezsin, ağlamak, düşünmek kendi içinde kaybettiğin kişiye dair hesaplaşmalar yaşamak istersin. “Şunu yapmasaydım, böyle demeseydim, kalbini kırmasaydım,” der durursun. Sürer bir dönem bunlar ardından kabullenme başlar. En zoru da budur. Ölümü kabullendiğin an özlem başlar. Acı çoğalır. Kabullendikçe için yanar. Canın acır. Görmek ve dokunmak istersin ama yoktur. “Rüyalarımda göreyim” diye dualar edersin ama her zaman olmaz. Bilinçaltı bile buna izin vermez. Zordur ölüm ayrılığı.



Ben bunların hepsini yaşadım. Hani bir laf vardır “Dibine kadar yaşamak!” işte öyle yaşadım. Bilirim ne acı bir duygudur. Öyle kolay kolay da geçmez. Beş yıl sürdü annemin yokluğuna alışmam. Babam ise daha iki yıl oldu gideli. Onun ki çok yeni… Bu nedenle canı ölüm acısıyla yanan insanı teselli etmek anlamsız gelir bana. Önceleri yapardım ama başıma gelince öğrendim ki çok boş bu çaba. Şimdi diyorum ki canından birini kaybedene “üzüleceksin, zaman geçtikçe daha çok yanacak canın, uzun sürecek ilk acın, hazırlıklı ol.”  Çünkü gerçek bu! Ölüm ayrılığı koyar insana…

Şadan HERGÜNER

Bahar Yaşama Yeniden Uyanıştır

Baharın, uyanışa çağıran sesi hep bir şarkı gibi gelir bana. İçimi yavaşça kıpırdatan, yaşamaya sanki yeni başlıyormuşum gibi hissettiren bir şarkı… Ağaçlar kupkuru dallarını tazecik yeşil yapraklarla donattıklarında, çiçeklenmeye başladıklarında, hanımelinin kokusu evimin camlarından salonuma girdiğinde, kendimi tazelenmiş ve yeniden doğmuş gibi hissederim. Bahar güzeldir. Sonbahar, hüzünleri ve yaşamın biraz kısırlaştığını anlatırken, ilkbahar yeniden doğuşu simgeler bana. Arkası yazdır. Ben yaz mevsimini de çok severim.



Yeni umutların dallarda olduğu gibi içimizde de yeşerdiği bahar mevsimi huzura yolculuk olur bana. Kendimi yenilerim, yeni hedefler ve amaçlar belirlerim. Ataletimden silkinmek için en güzel süreçtir ilkbahar benin için. Doğa ile birlikte bedenim ve duygularım tazelenir. Yeni başlangıçlara yol almak gelir içimden. Üretkenliğin yaşama açılması gibidir. İnsan umutlarıyla yaratılmış. Umudu olmayan yaşamdan kopmuş demektir. Aslında bu hiç olası bir durum değildir. Her insan, içinde umudu var edilmiş olarak doğar. Umudu yitirmek, ruhsal dengeyi de yitirmek demektir.


Dünya ne denli güçlüklerle dolu olsa da umudumuz içimizde olduğu sürece, yaşama tutunmamız kaçınılmazdır. İnsan umudunu kaybetmek istemiyorsa ilkbaharı kendine yeni bir başlangıç yapmalıdır bence. Çünkü bedenin doğayla olan uyumu, umutların yeşermesi için en güzel zamandır. Hayat ondan vazgeçemeyecek kadar güzel değil midir? Her güçlüğün yanında bir kolaylık vardır. Önemli olan onu görebilmektir. Görmek için dikkatlice bakmak yeterlidir.


İlkbaharın umutları, tazeliği, yaşama tutunmaya çağıran şarkısı var oldukça ben hayata sıkıca tutunmaya devam edeceğim. Varsın kışlar sert geçsin, kırsın döksün… Çünkü kışın sonunda, beni tekrar yaşama tutunduracak bir ilkbahar gelecektir. 

Şadan Hergüner

İngilizce Konuşarak Öğrenilir

Günümüz şartları yabancı dil konuşmayı zorunlu hala getirmiştir. En az bir yabancı dil bilmek, iş hayatının vazgeçilmezi konumuna gelmiştir. İngilizce ise tüm dünya genelinde en çok konuşulan dil olma özelliğine sahip olduğu için, İngilizceyi konuşmak artık bir gereksinimdir. Özellikle genç kuşaklar için bu konu büyük önem taşımaktadır. Teknolojinin hızlı gelişimi sonucunda ortaya çıkan kolaylıklar düşünüldüğünde, İngilizce öğrenmenin ne denli kolay olduğunu görmek mümkündür. İnternet gibi muhteşem bir olgu, evimizin sıcak ve rahat ortamında İngilizce öğrenmeyi olası kılmaktadır. İnternet size, alanında en iyi ve ana dili İngilizce olan yabancı öğretmenler eşliğinde, İngilizce konuşmayı öğrenme fırsatı sunmaktadır. İngilizce öğrenme ile ilgili her tür yazılı doküman, test ve teorik bilgi özel olarak hazırlanıp, kullanımınıza sunulmaktadır. Videolu anlatımlar ve karşılıklı konuşmalar sayesinde İngilizceyi konuşur hale gelmeniz için, birçok kolaylık sunulmaktadır. Kelime haznenizin gelişmesi için, İngilizce kelimeler pdf indir yönteminin kolaylığıyla, ihtiyacınız olan kelimeler size listelenmiş olarak sunulmakta ve siz de bilgisayarınıza indirerek onları ezberleme imkânına kavuşmaktasınız.

Bir yabancı dil ancak konuşulmaya başlandığında öğrenilebilir. Konuşarak öğreniyorum sistemi ile verilen eğitim kalıcı eğitimdir. Konuşarak öğreniyorum sisteminin özü, İngilizceyi konuşturmak suretiyle öğretmektir. Bu bağlamda teorik bilgiler ve kalıplar da sizlere verilmekte, onları konuşma diline uyarlamanız sağlanmaktayız. Örneğin, İngilizce sıfatlarla ilgili cümleler nasıl kurulur, nasıl kullanılır konularında bilmeniz gereken her şey sizlere gerek yazılı gerekse sözlü anlatımlarla verilmektedir. İngilizce ve Türkçe birbirinden farklı teknik özellikler taşıyan iki dildir. İngilizce öğrenirken Türkçe cümle kalıplarına göre düşünmek yapılacak en büyük hata olacaktır. İngilizce konuşmayı öğrenmeye çalışan herkes, öncelikle İngilizce düşünmeyi öğrenmek zorundadır. Kurulan cümleler İngilizce cümle yapısına uygun olmalıdır. Konuşma egzersizleri yaparken, İngilizce düşünme alışkanlığı kazanılmalıdır. Çok sayıda İngilizce kelime öğrenmek doğal olarak konuşmayı kolaylaştıracaktır. Bir başka dili konuşmak için en az 3000 ila 4000 arasında kelime bilmek gereklidir. Her gün yaklaşık 10 kelime öğrenmek çok doğru bir iş olarak önerilir. Emin adımlarla kendinizi sıkmadan, ama her gün devam edilecek bu çalışma, sizi dili konuşmaya yönlendirecektir. İstemek yapmanın yarısıdır. Kararlı olduğunuz sürece, başarının geleceği de kesindir.   
  

Konuşarak öğreniyorum sistemi, en kolay şekilde dile hâkim olmayı sağlayan sistemdir. İngilizce konuşularak öğrenilir, ezberlenerek değil. Ne kadar çok konuşma egzersizi yaparsanız o kadar çok dile hâkim olmaya başlarsınız. Kelimeleri ezberlemek gereklidir ama cümle kalıplarını ezberlemek yerine anlayarak öğrenmek ve konuşma pratikleri içinde kullanmak gerekir. https://www.konusarakogren.com/sozluk/discount-turkce-anlami-ne-demek Bu linki tıkladığınızda karşınıza çıkacak olan sözlük size, tüm ihtiyacınız olan kelimelerin İngilizce karşılıklarını ve telaffuzlarını gösterecektir. Konuşarak öğreniyorum sistemi içinde her türlü teorik bilgi dokümanı bulunmaktadır. Evinizin konforlu ortamında, kendinize belirleyeceğiniz günlük bir zaman diliminde, rahatça İngilizce konuşmayı öğrenebilirsiniz.

ORGANİZASYON AJANSI NEDİR?


Organizasyon ajansı, yaklaşık 15 yıldır önemli bir sektör haline gelen organizasyon işlerini, A’dan Z’ye en küçük ayrıntısına kadar planlayıp, uygulamasını yapan şirketlere ya da diğer söylemiyle ajanslara verilen isimdir. Düzenlenecek etkinliğin niteliğine ve kapsamına göre her şeyin organize edilmesinden ve gerçekleştirilmesinden sorumludurlar. Görevini eksiksiz şekilde yerine getiren bir organizasyon ajansı mükemmel çalışan bir sistemdir. Bu işi küçük ölçekli yapan kişiler vardır ama gerçek bir ajans tüm dişlileri eksiksiz çalışan bir çark gibidir.

Organizasyon ajansı nedir ve ne iş yapmakla yükümlüdür?

Bu sorunun yanıtı oldukça kapsamlıdır. Önce şunu belirtmek gerekir ki, organizasyon ajanslarının yaptığı iş organizatörlük değildir. Organizatörler çok dar kapsamlı faaliyetler gösterirler. Ajansalar ise en küçük etkinlikten en büyük kurumsal veya sosyal etkinliğe kadar aldıkları işi, tüm ayrıntıları ile organize eder, en küçük noktaları bile bir araya getirmek için çalışma yaparlar. Kalabalık bir ekiple çalışırlar. Herkesin görevi ayrıdır.

Organizasyon ajansı ile diğer şirketler arasındaki farklar nelerdir?


Günümüzde pek çok şirket organizasyon ajansı adı altında iş yapmaktadır. Mekân süsleme işi yapanlar, havai fişek işi yapanlar, yeme – içme, ikram işi yapanlar (Catering firmaları), davet ve düğün salonları, isimlerinin önüne organizasyon yazısını koyarak bu işi yapıyormuş gibi boy gösterirler. Oysa en iyi organizasyon ajansları bu işleri, faaliyet alanı olarak yapan şirketler değildir. Onların görevi sadece bir etkinlik için ihtiyaç duyulan her parçayı en iyi biçimde bir araya getirebilmek yani birleştirmektir. Ayrıntılardan bir bütün oluşturmaktır. Kısacası organizasyon ajansı; organize eden, etkinlik için gerekli malzeme ve hizmetleri nereden alacağını, nasıl bir araya getireceğini ve bu tedariklerin kusursuz bir bütün olarak sunulmasını sağlayan firmadır. Organizasyon ajanslarını bir tedarikçi firma olarak görmek mümkündür. Analitik düşünce yetisine sahip, sorun çözme becerisi olan insanların çalıştığı bir firmadır.

Organizasyon Ajansı Ne Yapar?


Organizasyon ajansları kendi planladıkları etkinlik projesini uygulayabildikleri gibi halkla ilişkiler birimlerinin ye da kişilerin hazırladıkları etkinlik projelerini de uygulayabilen firmalardır. Bir aktiviteyi organize etmek, organizasyon hazırlık aşamasından başlayıp, aktiviteyi sonuçlandırana kadar geçen süreci kapsamaktadır. Kişisel veya kurumsal etkinlikler organizasyon ajansları ile yapılırsa, kaliteli sonuçlar alınacaktır. 
İnsaflı ol 2017...

Çok can yakan bir yılı geride bırakıyoruz. Milletçe başımıza gelmeyen kalmadı. Ha gelecek yıl, başımıza neler getirecek o da bilinmiyor! Hani derler ya “Allah kerim.”  Bu gece yarısı gidecek 2016 ne bana ne tanıdığım çok sayıda yakınıma iyi gelmedi. Bu sene yapabildiğim tek güzel şey, romanımı yazmaya başlamış olmam.

2017yılından ne bekliyorsun?” diye soracak olursanız, şu cevabı vereceğim: Sadece temizlik ve arınma. Her anlamda!  Kendimde, çevremdeki insanlarda, arkadaş dediklerimde, ülkede, siyasette, dünyada kısacası her şeyde... Birkaç gündür yağan ya da yağmaya çalışan karların her şeyi, hepimizi, bedenimizi, ruhumuzu, en önemlisi de bulanmış, zehirlenmiş zihinlerimizi temizlemesini istiyorum.

Bu gece yeni yıl girerken, her yere kar yağmasını, temizlemesini, gerçek adalet ve eşitliği getirmesini istiyorum. Biraz hayal de olsa, rüya da olsa istiyorum. Huzurun, sağlığın ve düzenin olacağı yeni bir yıl diliyorum.

MUTLU YILLAR…


Şadan HERGÜNER
 
Gezergen Tasarım by Gezergen Blog