“Dünyayı daha iyi bir yer yapmaya çalışmayan insan, insan değildir.” Dün akşam izlediğim bir sinema filminde duydum bu sözü. Çok beğendim. Tam benim düşüncelerimi, inancımı anlatan bir cümle.

İnsanlığın var oluşundan beri bir kavga, hırs ve iktidar olma derdi yaşanmış ne yazık ki! Hep kuyu kazma, yok etme, ben sahip olayım oburluğu var olmuş. İlk topluluklarda da şiddet var. Özellikle

kadınlar çok kötü davranışlara maruz kalmışlar. Kilise dâhil olmak üzere Hıristiyanlık tarihinde kadına kötü davranma mevcut. Sonra aynı şey Araplarda ve Müslümanlarda da olmuş. Dinler, din dışılıkla dolunca, yozlaşınca bundan nasibini en çok kadınlar ve yoksullar almış. Yani insanlık tarihi kötü insan modeliyle dolu…

İnsan iyilik ve kötülük eğilimleri ile yaratılmış. Meleğimiz de şeytanımız da içimizde mevcut. Bizim yapmamız gereken iyilik eğilimlerimizi artırmak, kendimizi, toplumumuzu, ülkemizi ve dünyamızı daha iyi ve yaşanılır hale getirmek. Kötülüğe bile iyilikle cevap verip, örnek oluşturmak.

Aşırı hırslarımıza gem vurmak, vicdan sahibi olmak, üretken ve paylaşımcı olmak… Yere düşen birini görünce ona tekme atmak yerine onu ayağa kaldırmak. Soyup, yağmalamak, yolsuzluklar yapmak, haksız kazanç sağlamak, güçsüze güç kullanmak, sadece kendini düşünmek gibi eylemlere karşı durmak! İşte insan olmak bunların tümüdür. İradeni ve aklını adilce, mantıklı olarak kullanmaktır. Dürüst olmak, yalan ve iki yüzlülükten kaçmak demektir. Ezilenin, hor görülenin, güçsüzün ardında durabilmektir. Güçlünün ve zenginin eteği yamacına sığınmak değildir.


Uzun sözün özü şudur ki, insan olmak hiç kolay değildir. Bir dolu sınava tabi tutuluyoruz. Kötülük eğilimlerimizi yok etmemiz ve temiz ahlaklı, dürüst insan olmamız gerekiyor. Zor iş doğrusu. Ama tabi bu şekilde olduğuna inanırsan zor! Yoksa dünyanın dört bir yanı insan değil,  insancık kaynıyor zaten.


Şadan HERGÜNER