Bizde “bakar kör olmak” diye bir deyim vardır. Ne güzel özetler bazılarımızın durumunu. Genelde görmek istediklerimizi görürüz. Bazen bakarız ama görmeyiz. İşimize gelmez çünkü gördüklerimiz. “A görmemişim” der geçeriz soran olursa. Ya da “dikkatli bakmamışım” deriz.

Güzele bakmak güzeldir de ya çirkin olanları görmemek ne kadar güzeldir? Oysa yaşadığımız dünya çirkinlikler, haksızlıklar, yokluklarla dolu. Nereye baksak fark ederiz bunları. Peki, ben görmezsem, sen görmezse, o da görmezse kim görecek bunları? Görenleri susturursak, “yürü git işine, yoksa senin de sonun bu olur” dersek nasıl sağlanacak haklı ve güzel bir düzen?

Burada vicdan girer devreye. Yüreğine ve vicdanına soran, dürüst olmayı seçen görür. Ama vicdan da kalmamışsa bir insanda söylenecek söz yoktur. Bana dokunmayan yılan varsın dilediğini yapsın dersek, o yılan gün gelir bizi de sokar.


Görmek lazım. Kaçmamak, iyi bakmak, vicdanı taze tutmak lazım! Merhamet ve acıma duygularımızı unutmamak lazım. Çünkü biz de her an başkalarının merhamet ve acımasına muhtaç kalabiliriz.

Şadan HERGÜNER