Sıkı bir televizyon izleyicisi olduğumu söyleyemem. Ama ben de çoğunluk gibi akşam işten eve gelince televizyonu açarım ki; bu ana haber bülteni saati olur her zaman. Haberleri izlerim ya da yemek hazırlarken sesini dinlerim mutfaktan. Haberlerin dışında televizyonda izlediğim ise, birkaç dizi ve sinema filmidir.

Evde olsam bile gündüz saatlerinde televizyon izlemem. Çünkü yapacak daha önemli işlerim vardır. Yani günde 2–3 saatten fazla televizyon seyretmem. Zaten izlemem de olası değil. Neden derseniz hemen yanıtlayım; uzun reklam kuşakları yüzünden. Gerçi ben, bir medya çalışanıyım. Tüm yayın organlarının tek gelirinin reklam olduğunu biliyorum çünkü işin içindeyim. Ama aynı zamanda bir izleyiciyim ya da dinleyici veya okuyucu… Hatta iyi bir internet gezginiyim. Tüm araştırmalarımı öncelikle internette yaparım. Ne yazık ki orada da reklam çok… Artık bıktırıyor. Tıpkı televizyon gibi!

Bir dizi film normal şartlarda 50 dakikadır. Ama biz 2 saat boyunca izliyoruz. Nedeni, reklam kuşakları… Tanıtıcı reklam, açıklayıcı reklam, reklamları sunan reklam, reklamlar ve reklamları sona erdiren reklam derken bir reklam kuşağı 15 dakika sürüyor. Her 10 – 15 dakikada bir reklam kuşağı yayınlanıyor. Buna bir de televizyonların program tanıtımları ekleniyor. Reklam öncesi ve sonrası aynı tanıtımlar yayınlanıyor. Sanki biz embesil yaratıklarız, birkaç kez gösterildiğinde anlayamıyoruz da bir program içinde en az 5 kez görmek zorundayız gibi. Böylece reklam araları 20 dakikaya çıkıyor. Gel de izle programı veya filmi… Bu nedenle istesem de televizyon izleyemem. Daha doğrusu tahammül edemem. Oysa bana göre bu iş için uygulanacak farklı yöntemler var. Neden bunları yapmazlar bilmiyorum.

Gelelim para ödeyerek izlediğimiz televizyon kanallarına. Bunlara ne demeli? Kardeşim zaten abonelerinizden para alıyorsunuz. Hiç olmazsa siz biraz daha insaflı olun bu konuda. Yok ama yapmıyorlar. Bunların sadece sinema kanallarında film izlemek güzel, çünkü film boyunca reklam vermiyorlar, adam gibi izliyorsun. İşte bu yüzden televizyon izlemek istemiyorum.

Aslına bakarsanız, herkesin bildiği bir konu var. İzleyici, reklam kuşağı yayına girer girmez kanal değiştiriyor. Yani izlemiyor. Veya benim yaptığım gibi başka bir işle uğraşıyor. Ben ya okumam gereken bir şeyi okuyorum ya da evde yapmam gereken bir işi yapıyorum. Bunu bile bile aynı tas aynı hamam durumu devam ediyor. Farklılık yapılmıyor. Radyo kanallarında da durum aynı… Bir radyo programcısı olarak bunu da vurgulamalıyım.

Bu konuda söyleyecek fazla bir şey yok, izleyicinin biraz tepkisini artırması gerek diye düşünüyorum. Haaa, minikler, bebekler reklamlar karşısında oyalanıyor hatta yemeklerini bile yiyorlar ama olan biz yetişkinlere oluyor hem onlar gece saatlerinde yataklarında oluyorlar yani o saatte reklamın bebişlere de faydası olmuyor.

Sorun değil biz reklamlarıyla da izleriz televizyonu diyenler için sözüm yok da, benim gibi rahatsız olanların çok olduğunu belirtmekte fayda var diyorum. Onlardan biri de benim babam. Uzun zamandır bizim kanalları izlemiyor ya da çok sınırlı izliyor. Ben ondan daha dayanıklıyım ama dediğim gibi ancak geceleri, o da en fazla birkaç saat.
Sevgiyle kalın.

Şadan HERGÜNER