Translate

SEÇMEN SAYISI NASIL ÇOĞALDI?

Seçimlere az bir süre kala ülkemizde yine hayrete düşürücü olaylar yaşanmaya başladı. Türkiye genelinde başta İzmir olmak üzere inanılmaz bir seçmen hareketliliği yaşanıyor. Seçmen listeleri askıdan indi inmesine de, listelere mezarlarında yatan insanlar da girdi. Yani kabirlerinden kalkıp, oy kullanmak için seçmen oldular. Üstelik bu sayı inanılması güç denecek bir rakam. Sadece İstanbul Küçükçekmece’de 1500 adet seçmen fazlası var. Bu seçmenler ya ölü ya da başka yerlere taşınmış insanlar.
İstanbul, İzmir, Ankara ve Türkiye’nin her yerinde bu rezillik yaşanıyor. Ve her nedense ölü insanların seçmen olması ilk kez yaşanıyor. Ölü seçmenlerin akrabaları, daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadıklarını söylüyorlar. 10 yıl, 15 yıl, 25 yıl önce ölmüş insanlar birden seçmen oldular.
Hadi, kömür, para, altın, yiyecek yardımlarına alışmıştık da, ölü insanları kullanmak da ne oluyor? Bu nasıl bir vicdansızlıktır. Dünyadan çoktan ayrılmış olan bu insanların akrabalarını, çoluk çocuğunu üzmeye kimin hakkı var ki…
Hileyle, kandırmayla, türlü oyunlarla sonuç almak ne kadar mümkün?
Sahte olanlarla daha ne kadar yol alacağız. Seçmen sahte, zemzem suyu sahte, konuşulanlar sahte, yüzlerde ki maskeler sahte yaşanan hayatlar sahte kısacası yaşam sahte.
Bu yaşananlarla çocuklarımıza daha ne kadar yanlış örnek olmaya devam edeceğiz? Ülkemizi daha ne kadar komik duruma düşüreceğiz?
Kendimizi düşünmüyorsak, çocuklarımızı düşünelim. Yaşadığımız her sahteliğe artık yeter diyelim.

Şadan Hergüner
Kriz... Evet son aylarda herkesin dilinde olan tek kelime. Krizle yatıyor onunla kalkıyoruz. Binlerce insan işinden çıkarıldı. Doğal olarak da onbinlerce insan çok zor durumda kaldı. Evli, iki çocuklu bir erkeğin işten çıkarılması demek, eşi de çalışmıyorsa, geçim sıkıntısına düşen 4 kişi demektir. Ülkemizin her yerinde bu sayı hızla artıyor.
Bu arada işsizler ordusunuz üyelerinden biri de benim. 4 aydır çalışmıyorum. Bu durumun zorluğunu çok iyi biliyorum. Günlerim internette kariyer ve iş ilanı olan sitelerde, uygun bir iş aramakla geçiyor. Üstelik vasıflı personel konumundayım. Ama, sonuç alamıyorum. Çünkü şirketler eleman almıyor. Alanlar da en düşük maaşı verebilecekleri kişileri arıyorlar.
Hadi iş buldun çalışıyorsun diyelim... Maaşını alabiliyor musun? Hayır. İnsanlar bir ay boyunca emekle, uğraşla çalışıyor. Ay sonu geldiğinde evine götüreceği, çoluk çocuğunun, evinin ihtiyaçlarını karşılayacağı maaşını ne yazık ki alamıyor. 3 - 4 aydır maaş alamadan çalışanlar var. Ama yine de bir işim var deyip, çalışmaya devam ediyorlar... Peki bu insanlar ne yapıyor? ne yiyiyor, ne içiyor, işine gitmek için yol parasını nerden buluyor, çocuklarını okula nasıl gönderiyor? Kocaman bir bilinmeyen...
Geçen gün herkesin ücretsiz ilan bıraktığı bir sitede iş ilanlarına bakıyordum. Okuduğum bir ilan yüreğimi acıttı, içimi yaktı. Aynen şöyle diyordu: "Acil iş arıyorum. Lütfen iş verin. Açım, var mı bunun ötesi..."
İşte Türkiye gerçeği. Biraz klasik oldu ama. Ne yazık ki durum bu. Ne kadar süreceği belli değil. Kimisi birbuçuk yıl devam edecek diyor. Kimisi, mayıs 2009 dan sonra düzelme başlayacak diyor. Kimisi de fazla abartmayalım, gelip geçecek diyor. Türk insanı olarak krizlere alışığız ya.
Herşey iyi güzel de karınları aç olan, çocuğunu doyuramayan, kirasını ödeyemeyen, sokakta kalmak durumunda olan insanlar ne yapacak? Bunu düşünen yok mu? Çok merak ediyorum.
Bu daha ne kadar gidecek. Aşsız, evsiz, barksız, parasız kalan insanlar nereye kadar dayanacak.
Hiç kimse bu durumdan korkmuyor mu? Gerçekten merak ediyorum...

Şadan Hergüner
 
Gezergen Tasarım by Gezergen Blog